SOLARYUM
MAĞZAMAZI ZİYARET EDİN
20. Yüzyılın başlangıcında beyaz ten zenginliğin ve gücün bir simgesi olarak kabul ediliyor ve bronz tenin çiftçilere ve güneşin altında sürekli çalışanlara mahsus olduğu düşünülüyordu. Bu anlayış Coco Chanell’ in 1950 senesinde bir mayo defilesini bronz tenli mankenlerle yapmasıyla değişti. Bronz tenin daha sağlıklı, dinamik ve çekici göründüğü hızlı bir şekilde kabul edildi ve kalıcı bir güzellik anlayışı olarak yerini aldı.
Enfraruj ile ışın tedavileri (Osteoporoz, cilt hastalıkları, vs.) yapan makinelerin üreticileri bu ışınların dalga boyunu yükselterek yapay bronzlaşma metodunu keşfettiler. İlk cihazlar yüksek ısı altında kızartan ve terleten tost makinelerine benzemesine rağmen, insanlar tarafından büyük ilgi gördüğü için birçok girişimciler bu konuda faaliyet göstermeye başladılar.
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, amaçlara uygun ve sağlığa faydalı olan cihazlar üretilmeye başlandı. Işınlama, sağlık, makine üretimi konularında güçlü olan Almanya bu sektörde hem üretim hem de kullanım konularında lider konumuna geldi.
İnsanlar tatile gitmeden, saatlerce güneşin altında yatmadan ve çok düşük maliyetlerle bronz tene sahip olmanın keyfini önce Almanya’ da sonra Avrupa’da ve şu anda da tüm dünyada yaşıyorlar.